TELKİN DERGİSİ
Yirmi Bir Asır Bir Dil Esir / Orhan Baş
Güncelleme tarihi: 26 Mar 2021

Yaşamış olduğumuz yerküre birçok renk barındıran bir yapıya sahiptir. Bu yerküre, hayatın var olduğu andan bu yana içerisinde gerçekleşen tüm olaylara birinci elden şahit olmuştur. İşte yaşanan bu olaylar dönmeye devam eden ve bir kitap gibi görebileceğimiz yerkürede yeni ve farklı sayfalar açmıştır. Bu kitaba şöyle bir göz attığımızda çevirdiğimiz sayfalarda renk olarak genelde acının, hüznün, merhametsizliğin rengini görmek mümkündür.
Geçen yirmi bir asra baktığımızda birçok esarete şahit olmuşuzdur. Bunlar arasında bir esir var ki herkes tarafından bilinen bir dil gibidir ancak kimse tarafından kurtarılmaya, özgür bırakılmaya, elinden tutup gün yüzüne çıkarılmaya tenezzül edilmemiştir. Bu dil herkesin bildiği ama çoğu kez bilmezden geldiği merhamet ve insanlık dilidir, insancıllıktır. Bu dile mâni olan birçok şahıs, onlarca asra sahip olan dünya dediğimiz kitapta maalesef çokça mevcuttur. Burada dünya tarihinde yer almış bazı diktatörlerden ve insanlıktan uzak kalan siyasetlerine değinelim.
Mao Zedong: Çin komünist devrimi lideridir. İktidara geldiği ilk beş yılda 5 milyon insanın ölümüne neden olmuştur.
Adolf Hitler: Alman Nazi Partisi lideridir. Yahudilerden kurtulmak ve Avrupa’ya egemen olmak istemiştir. Milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur.
Josef Stalin: Komünist Parti’de çalışmaları olmuştur. Lenin’in ölümünden sonra 1924’te Sovyet lideri oldu. Sovyetleri sanayileştirmek için tarımı yok edip kıtlığa neden oldu. “Büyük Temizlik” adını verdiği olayda kendine muhalif olanları öldürdü. Milyonlarca insanın ölümüne neden oldu.
Pol Pot: Kamboçya komünist hareketi lideridir. İktidara geldikten sonra milyonlarca insanın ölümüne neden oldu.
II. Leopold: Belçika’nın ikinci kralıdır. Sömürgeciliği desteklemiştir. Kongo halkına birçok eziyet ve katliamlar yaptı. 10 milyondan fazla kişinin ölümüne neden olmuştur.
Hideko Tojo: Japon imparatorluk kara kuvvetlerinin orgeneralidir. II. Dünya Savaşı sırasında Güneydoğu Asya’da soykırım yaptı. 5 milyon insanın ölümüne neden oldu.

Bu gibi dünya tarihinde yer almış kişiler maalesef gerilerinde sadece merhametsizlik, adaletsizlik ve zalimlik bırakmıştır. Günümüzde de bu kavramlar bolca gündemi işgal etmektedir ancak bunlara karşı çoğu kesim üç maymunu oynamayı tercih etmektedir. Günümüzde sahilde ölüme terk edilen; hayatları ellerinden alınan çocukları, zorbalıkla yurtlarından atılmak istenen insanları, başta Doğu Türkistan olmak üzere birçok ülkede izlenen zalimliği görmek hala mümkün. İşte herkesin bildiği ama bilmezden geldiği insan olma dilini esir eden bu eylem ve siyaset dünyayı yaşanılabilir olmaktan çıkarmaktadır.
Dünya üzerinde birçok dil bulunmakta ve her birinin yeri ayrı bir öneme sahip olarak karşımıza çıkmaktadır. Her biri az ya da çok bir kitleyi etkilemekte ve varlığını devam ettirmektedir. Ancak bana soracak olursanız dünya üzerindeki en önemli dil tüm insanların bildiği ama bazen bazı kimseler tarafından kullanılmayan, kullanılmak istenmeyen ve kökeninde merhamet bulunan “insanca”dır. Çünkü maddi manevi birçok özelliğimiz ve yaşantımız, içerisinde bulunduğumuz toplum yapısı, dünyayı algılama şeklimiz birbirimizden farklı olsa da acı, hüzün gibi birçok hissiyatın bizlerde uyandırdığı olgular benzerdir. İşte İnsanca dilinin kullanılması hepimizi bir noktada anlaşmaya, empati yapamaya itecektir ve tüm insanlar bu dili kullanacak olsa eminim dünya daha yaşanılabilir bir hale gelecektir.